HAYATİ TEK – Cennet ile Cehennemi birbirinden ayıran sırat köprüsü için “kıldan ince kılıçtan keskindir” derler. Bu tanımlama Mersin’deki cennet ile cehennem için geçerli değil.
Mersin-Silifke yolundan sağa sapıp tatlı bir yokuşta ilerledikten sonra ulaştığınız düzlükte önce dilek ağacı karşılar sizi, az ileride cehennem çukuru. Yüz metreden fazla derinliği bulunan bu devasa obruğa “cehennem” dendiğine bakmayın, şahane bir seyir zevki sunar izleyenlere… Demir korunaklı noktadan derinliklere bakmak hem dikkat hem de cesaret istese de, tabanındaki maki topluluğunun seyrine doyum olmaz.
Cehennemin işmarlarına aldırmayıp devam ederseniz, aşağıya meyilli patikayı takip ederek ve gizemli bitki tünellerini geçerek cennetin giriş kapısına ulaşabilirsiniz.
O da ne? Mütevazı bir kilise!
Kilisenin penceresinden mağaranın derinliklerini seyre koyulabilir ya da “Haydi Bismillah!” diyerek yer altından Narlıdere’ye kadar uzanan cennet suyuna ulaşabilirsiniz.
Yalnız, bastığınız yer dikkat etmelisiniz! Hafif ıslak zeminde cennetin derinliklerine doğru çıktığınız esrarlı bir yolculuğun sonu suya kavuşmaktır.
Deniz seviyesinin altına kadar inen mağaranın sonundaki su, serap değil gerçektir.