HAYATİ TEK – Mağrur Toroslar, yeryüzü cenneti Mersin’den medeniyetler beşiği Anadolu’ya geçiş için sadece iki noktadan yol verir: doğuda Gülek, batıda Sertavul… Serin havaları, zümrüt ormanları, gizemli vadileri, muhteşem manzaraları, kekik kokulu etleri, buz gibi suları, organik sebze ve meyveleriyle yaylacıların ve seyahat edenlerin gözdesi olan bu iki boğaz, efsaneleri ve şahitlik ettikleri tarihi olaylarla da dikkat çeker.
M.Ö. 2000’li yıllarda sarp kayaları parçalayan Kilikyalılar tarafından açılan 1830’a kadar ancak yüklü bir devenin geçebildiği Gülek Boğazı, 4 bin yıldır Anadolu’yu Akdeniz’e bağlar.
Boğaz’ın şimdiki halini mi merak ediyorsunuz? Mevcut durum, İstanbul’a yürüyen Mısır Hidivi Kavalalı Mehmet Paşa’nın kardeşi İbrahim Paşa’nın eseri. Bölgede uzunca bir süre kalan İbrahim Paşa’nın Gülek’teki tabyaları, bu tarihi gerçeğin belgeleridir.
Ha unutmadan, bu arada, Fellah (Çiftçi) kardeşlerimizi Çukurova’ya getiren de İbrahim Paşa’dır.
Gülek Boğazı 1838’de genişletilinceye kadar Avrupa’yı karadan Ortadoğu’ya bağlayan tek geçit olan Sertavul, Kudüs’e ulaşmayı hedefleyen Haçlı Seferlerinin de güzergâhını oluşturuyor. Sertavul’un sert iklimi kışın zorlasa da yaz ayları için büyük nimettir.
Dümbelek Boğazı’nı unuttuğumu sanmayın sakın!
Macera tutkunuysanız eğer; Dümbelekdüzü’nün allı morlu güzelliklerini, Dümbelek Boğazı’nın yer yer insana ürperti veren büyülü manzaralarını seyrederek zorlu bir karayoluyla Karaman’ın ilçesi Ayrancı’ya, oradan da Konya’ya kadar gidebilirsiniz. Ayrancı’dan sağa dönerseniz şayet, önce Ereğli selamlar sizi, sonrasında Ankara’ya kadar yolunuz var.