HAYATİ TEK –
Sınırsız sevgi ıstırap kaynağıdır.
Evladını sınırsız sever Türk anası; oğlunun, kızının ayağına taş değsin istemez.
Doğum sancılı, hayat zorluklarla doludur.
Evladının karşılaştığı her zorlukta, bir meydan muharebesi verir Türk anası…
Motivasyonu en yüksek kahramandır o, gücünün sonuna kadar savaşır. Mağlubiyet mukadderse eğer, çocukları için her türlü fedakârlığa katlanır.
Türk anası için hiçbir ıstırap, evladının çaresizliği ve gözyaşından daha acıtıcı değildir.
Türk anasının ıstırap kaynağı, bu hesapsız, kitapsız, sınırsız evlat sevgisidir.
***
Vatanını sınırsız sever Türk; yurdunun bir tek çakıl taşına tecavüzü bile savaş sebebi sayar.
Vatansever Türk için anadır vatan.
Doğurandır, doyurandır, koruyandır.
Vatanı kaybetmek, hayat kaynağından mahrum kalmaktır.
Vatanını canından aziz bilen Türk; onu korumak, geliştirmek, cennete çevirmek için tüm enerjisini harcamaktan imtina etmez.
Varlık, iman ve namus konusu yaptığı vatanının bütünlüğü için her tehlikeyi göze alır.
Vatansever Türk’ün ıstırap kaynağı, bu hesapsız, kitapsız, sınırsız vatan sevgisidir.
***
Milletini sınırsız sever Türk; onu birlik, dirlik içinde görmek, en büyük saadet kaynağıdır.
Aynı tarihi, kültürü, kaderi paylaştığı, aynı dili konuştuğu milletinin birlik ve dirliğini, şahsi çıkarlarının, hatta istikbalinin önünde tutar.
Milletinin içine ayrılık tohumları ekmeye cüret edenlere tahammülü yoktur. Böylelerine karşı gösterdiği aşırı tepkinin nedeni, kendi kaderini milletinin kaderine bağlaması bile değil, canından aziz bildiği değerlerin milletinin sinesinde yaşamasıdır.
Vatandaşları birbirine husumetle baktığında, bunu milletine yakıştıramaz, adeta öz saygısını yitirir.
Kendisiyle barışık olmasının yolunu, milletinin barış içinde yaşamasında bulur.
Milli huzur yoksa vatanda; huzursuz, hiddetli bir ruh haline bürünür. Ülkeye barış gelmeden, yüreğindeki fırtına durulmaz.
Milleti gülmeden, milliyetçi gülemez.
Türk milliyetçisinin ıstırap kaynağı, bu hesapsız, kitapsız, sınırsız millet sevgisidir.
***
Devletini sınırsız sever Türk; onun varlığını ve gücünü, namusunun garantisi bilir.
Kırk asırlık mazisi, yirmi üç asırlık yönetim geleneği ve kurduğu seksenden fazla devletle, tarihin kaydettiği en köklü milletlerden birine mensup olan Türk için devlet; uğruna can vermeyi göze aldığı her değerin ve bağımsızlığının garantisidir.
Devlet Türk’ün nefesidir.
Doğu Türkistan’dan, Batı Trakya’dan, Kırım’dan yükselen canhıraş feryat, bu nefese duyulan ihtiyaç ve özlemin ifadesidir.
Tam bağımsızlık için, kem gözlerin yan gözle bakmaya bile cesaret edemeyeceği kadar güçlü olması gereken devletinin ehil ellerce yönetilmesi gerektiğini bilen Türk; devletinin onuruna zarar veren ya da vermesi muhtemel her teşebbüsü düşman bilir.
Devletini, diğer mukaddeslerini temsil ettiği nispette sever; onun uğruna can verirken tereddüt dahi göstermez.
Türk’ün ıstırap kaynağı, bu hesapsız, kitapsız, sınırsız devlet sevgisidir.
***
Türk’ün canı, malı ve emeği, inandığına fedadır.
Dinini sınırsız sever Türk; onu, Yaradan’ına teşekkür ve teslimiyetinin nişanesi olarak görür.
Arap’ın helvadan Tanrı yapıp acıktıkça yediği dönemde bile tek bir Yaratıcıya (Gök Tanrı) iman eden Türk için din; huzurun, iki cihan saadetinin, mukaddeslerinin, ideallerinin ve Türk’ü Türk yapan değerlerin bütününü temsil eden törenin sembolüdür.
İnanmış bir Türk’ü, hiçbir güç yolundan çeviremez.
Kendisini, Tanrı’nın yeryüzünde adaleti sağlamakla görevlendirdiği topluluk olarak gören Türk; mukaddesleri söz konusu olduğunda hep önden gider. Kutsallarına uzanacak elleri, canı pahasına kırmakta tereddüt göstermez.
İnanmış Türk’ün ıstırap kaynağı, bu hesapsız, kitapsız, sınırsız din sevgisidir.
***
Türk, sevdiğini tam sever.
Tıpkı bir karasevdalı gibi hesapsız, kitapsız, sınırsız sever.
Türk’ün ıstırabı bundandır.
Türklüğü konusunda tereddüde düşen, kafatasını değil yüreğini yoklasın.